Pre-Diyabet (Gizli Şeker)

Pre-diyabet (Gizli Şeker) nedir?
Halk arasında gizli şeker olarak bilinen pre-diyabet kişinin açlık kan şekerinin normalin üstünde olması ancak diyabet tanısı koymaya yetecek kadar yüksek olmaması olarak tanımlanır.
Pre-diyabetli olup olmadığınız hangi testler ile belirlenir?
Pre-diyabeti belirlemek için açlık kan şekeri veya oral glukoz tolerans testi (OGTT) kullanılır. Her iki test için de bir gece boyu süren açlık gereklidir. Açlık kan şekeri için kahvaltı yapmadan önce en az 8 saat açlık ile kan şekeri ölçülür. OGTT’de ise açlık ve glukozdan zengin içeçek içildikten sonra 2. saatte tekrar kan şekeri ölçümü yapılır.
Açlık kan şekeri değerlerine göre Diyabet veya Pre-diyabet nasıl belirlenir?
Normalde açlık kan şekeri 100 mg/dl’nin altındadır. Eğer kişide pre-diyabet varsa açlık kan şekeri 100-125 mg/dl arasındadır. Eğer kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksekse birey diyabetlidir.
OGTT ile Diyabet veya Pre-diyabet nasıl saptanır?
OGTT’de, bireyin kan şekeri açlıktan sonra ve glukozdan zengin içecek içildikten 2 saat sonra ölçülür. Normal kan şekeri 2. saatte 140 mg/dl’nin altındadır. 2.saat kan şekeri 140-199 mg/dl arasında ise pre-diyabet, 2. saat kan şekeri 200 mg/dl’nin üstünde ise diyabet tanısı konulur.
Pre- diyabet ile Bozulmuş Açlık Glukozu veya Bozulmuş Glukoz Toleransı aynı anlamda mıdır?
Evet. Bozulmuş açlık glukozu açlık kan şekerinin 100-125 mg/dl arasında olması olarak tanımlanır. Bozulmuş glukoz toleransı ise OGTT 2.saat kan şekerinin 140-199 mg/dl arasında saptanması olarak tanımlanır. Bazı kişilerde sadece bozulmuş açlık glukozu veya bozulmuş glukoz toleransı saptanırken bazı kişilerde her iki durum birlikte görülür.
Pre-diyabet neden önemlidir?
Pre-diyabetik hastalar diyabet adayıdır. Pre-diyabetin erken tanısının önemi, hastaya diyabetik olma riskini azaltma veya önleme fırsatı tanımasıdır. Çalışmalar, pre-diyabetik kişide izole bozulmuş açlık glukozu bulunması halinde takip eden 10 yıl içinde diyabet gelişme riskinin %10-15; izole bozulmuş glukoz toleransı bulunması halinde ise riskin %35 düzeyinde olduğunu gostermektedir. Pre-diyabetin en önemli özelliği bu evrede kalp-damar hastalıkları riskinin sağlıklı bireylere göre 1.5 kat artmış olmasıdır. Uygun tedavi ve yaşam tarzı değişikliği ile pre-diyabetiklerin % 60’a yakınında diyabet önlenebilmektedir.
Kimler pre-diyabet açısından taranmalıdır?
- Obezler
- Ailede diyabetli bireyler olanlar
- Gebelik diyabeti öyküsü olanlar
- Hipertansiyonu olanlar
- 4 kg üzerinde bebek doğuranlar
- Düşük HDL-kolesterol ve yüksek trigliserid düzeyi olanlar
- Daha önce glukoz tolerans bozukluğu veya bozulmuş açlık glukozu ya da metabolik sendromu olanlar
- Polikistik over sendromu olanlar
- Şizofreni veya bipolar bozukluk için antipsikotik tedavi alanlar
- Sedanter yaşam tarzı olanlar
- 45 yaşın üzerindekiler prediyabet açısından taranmalıdır.
Pre-diyabet tedavisi nasıl olmalıdır?
Pre-diyabet tanısı konduğunda ilk öneri ciddi yaşam tarzı değişikliğidir. Günlük aktivitenin arttırılmasından beslenme alışkanlıklarına kadar bir dizi düzenleme yavaş yavaş uygulamaya konur. Obez pre-diyabetik hasta kilosunun en az % 5-10’unu vermeli ve yeni kilosunu uzun dönemde korumalıdır. Sakınca yok ise haftada en az 5 gün 30-60 dakika süren orta dereceli bir fiziksel aktivite önerilmektedir. Tuz ve alkolden olabildiğince fakir bir diyet uygundur. Kilo kaybının diyabet gelişimini önlemede çok önemli etkisi olduğundan obezlerde gerektiğinde kilo vermek için ilaç tedavisi ile destek sağlanabilir.
Yaşam tarzı değişikliklerinin önemini gösteren en önemli çalışmalardan biri olan Finlandiya Diyabet Önleme Çalışmasında toplam 522 prediyabetik hasta çalışmaya katılmış. Hedef; beden ağırlığının en az %5’i kadar kilo kaybı, günlük total yağ alımının kısıtlanması, diyette lif alımının arttırılması (en az 15 gr/1000 kalori) ve fiziksel aktivitenin arttırılması (günde en az 30 dakika orta şiddette egzersiz) idi. 3,2 yıllık izlem sonunda kontrol grubunda diyabet gelişimi %23, yaşam tarzı değişiklikleri uygulanan grupta ise %11 saptandı. Bu çalışmanın sonuçlarından biri de diyabet gelişimi için yaşam tarzı değişiklikleri görece olarak %58 risk azalması sağlamaktadır. Bu çalışma bize , pre-diyabetik kişilerde sadece yaşam tarzı değişikliğinin bile ileride diyabet gelişimini önlemek adına önemli ölçüde katkı sağladığını göstermektedir.
Son verilere göre dünya nüfusunun %8.3’ü diyabet hastası ve %6.9’u ise diyabete aday yani pre-diyabetiktir. Sadece bu veriler bile diyabet ve pre-diyabetin ne ölçüde büyük bir sağlık sorunu olduğunu gözler önüne sermektedir. Dolayısı ile bu denli geniş kitleleri ilgilendiren ve gerek neden olduğu kronik böbrek hasarı, artmış kalp krizi riski ve damarların yapısını bozarak yarattığı diğer organ hasarları , gerekse de devletler açısından yarattığı maliyet nedeniyle çok önemlidir. Bu kadar büyük bir sağlık sorununu daha başlamadan önlemek , yani kişiyi pre-diyabetikken saptayıp uygun tedavi vermek, diyabete aday kişilerin ileride yaşayabileceği ve ölümle sonuçlanabilecek sağlık problemlerini ortadan kaldırmak açısından hayati öneme haizdir.
Dr. Sabiha Gökçen Asvaroğlu
İç Hastalıkları Uzmanı
Randevu İçin Bize Ulaşın:
Telefon Hattı: 0392 444 3548 (ELIT)
İletişim Formu: https://www.elitenicosia.com/iletisim/